1999 senesinde DigiScents isimli bir şirketin ortaya çıkardığı “I-Smell” cihazı, bilgisayara bağlanarak internet üzerinden gönderilen kokuları yaymayı amaçlıyordu.
Böylece görselin ve sesin yanına koku eklenerek dijital deneyim bir üst seviyeye taşınacaktı ancak cihaz, doğru düzgün tutmadan piyasadan silindi.
Çok boyutlu bir kullanıcı deneyimi sunmayı hedeflediler.
I-Smell, USB ile bilgisayara bağlanıyordu. Web siteleri ile diğer dijital medya içeriklerine eklenebilecek koku kodları oluşturuluyor ve cihaz bu kodları okuyarak uygun kokuyu yayıyordu. Mesela oyunda bir çiçek bahçesinin içinden geçiyorsanız cihazdan çiçek kokuları yayıyordu.
Daha gerçekçi ve çok boyutlu bir kullanıcı deneyimi sunuyordu fakat çeşitli nedenlerden dolayı piyasada tutunamadı ve zaman içinde pazardan çekildi. Bu tutunamama sebeplerine geçelim.
Görsel ve ses kadar büyük bir ihtiyaç değildi.
Bilgisayar kullanıcılarının çoğu, kokunun dijital deneyimlerde önemli bir unsur olduğunu düşünmüyor. Evet, cihaz gerçekten de ilginç ve muhtemelen herkes bir kez olsun deneyimlemek ister ancak satın alıp sürekli kullanmak isteyecek kadar değil. Bu nedenle potansiyel kullanıcı kitlesi pek de geniş değildi.
Maliyeti ve pazardaki fiyatı yüksekti.
I-Smell gibi bir cihazı kullanabilmek için ek donanım ve malzemeler gerekiyor. Hâliyle maliyeti ve fiyatı yükseliyor. Kullanıcıların çoğu, yalnızca koku almak için ekstra para harcamak istemediklerinden cihaz, fazla tüketiciye ulaşamadı.
Teknolojik olarak yeterince gelişmiş değildi.
Evet, I-Smell koku yayıyordu ancak sınırlıydı. Koku yelpazesi yetersizdi ve dönemi düşünülünce cihazın teknolojisi, kokuların tatmin edici bir şekilde kullanıcıya ulaşması için yeterli değildi.
Son olarak, cihazın çalışması için kokuların içeriklere entegre edilmesi gerekiyordu ve bunun için web siteleri, oyun geliştiricileri cihazı desteklemeliydi. I-Smell’i destekleyen içerik sayısı ise yetersizdi.
İşte tüm bu sebeplerden, kulağa ilgi çekici gelse de hayata geçirildiğinde başarısız olan I-Smell piyasada tutunamadı. Yine de bu alandaki girişimlerin öncüsü olduğunu söyleyebiliriz.