Çikolata kisti: ‘Şiddetli regl ağrısı hastalık habercisi olabilir’

Regl Sancısı Aslında Vücudumuzun Uyarısı: Endometriozis Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Fatima Çelik

“Her kadın yaşıyor bunu, abartma!”

“Birkaç gün idare et! Güçlü ol biraz!”

“Ağrı kesici al, biraz dinlen, geçer!”

Bu sözleri regl sancısı çeken pek çok kadın duymuştur.

Oysa sanıldığının aksine regl ağrısı, her ağrı gibi vücudumuzun bize verdiği bir uyarı, bir yardım çağrısı.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Ayşe Duman’a göre yapılan en büyük yanlışlardan biri ağrı kesici alarak ağrıyı hissetmemeye çalışmak.

“Sadece sesi kesersek uzun dönemde daha kronik bir takım sıkıntılar ortaya çıkıyor” diyor.

BBC Türkçe‘ye konuşan Duman’a göre pek çok kadın hastalığının temelinde çözüm odaklı arayışların olmaması yatıyor.

Regl dönemi ya da halk arasında bilinen adıyla adet kanaması, kadın fizyolojisinin döngüsel ritminde tekrarlanan bir yenilenme süreci.

Üreme çağındaki kadınlarda her ay yumurtalık rezervleri olgunlaşıyor.

Hormonların da etkisiyle rahim iç duvarı olası bir gebeliğe hazırlanmak üzere kalınlaşmaya başlıyor.

Döllenme olmadığında bu kalınlaşan doku dökülüyor ve her ay bir miktar kanla birlikte vajinal yoldan vücut dışına atılıyor.

Okul ve iş yaşamından alıkoyan ağrı normal değil

Kadınların % 70-80’i regl döneminde ağrı çekiyor.

Ancak bu her zaman normal değil.

BBC Türkçe‘ye konuşan Endometriozis ve Adenomyozis Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kale ise bu ağrıların kadını okul ve iş yaşamından alıkoyduğu durumlarda, altta yatan sebebin çoğunlukla endometriozis hastalığı olduğunu aktarıyor.

Endometriozis, her ay düzenli olarak vücuttan atılan rahim iç dokusunun leğen kemiği içindeki boşluklara veya başka organlara yerleşmesiyle oluşuyor.

Bu doku hormona duyarlı olduğu için her regl döneminde bulunduğu yerde kanama alanları oluşturuyor.

Op. Dr. Ayşe Duman, bu dokunun sıklıkla yumurtalığın dış yüzeyine yapıştığını ve aylık kanamalarda kistleştiğini aktarıyor.

“O kistin içinde her ay kanayan doku çikolata kıvamına geliyor, bu yüzden biz buna ‘çikolata kisti’ diyoruz.”

Her 10 kadından biri endometriozis hastası

Araştırmalara göre dünya genelinde 190 milyon kadın endometriozis hastası.

Hastalık, daha çok üreme çağındaki kadınlarda görülüyor.

Prof. Dr. Ahmet Kale “Kanserleri 100 binde iki gibi oranlarla ifade ediyoruz. Oysa her 10 kadından biri endometriozis hastası. Aslında oldukça yaygın” diyor.

Endometriozisin regl sancısı dışında başka semptomları da var.

Bu hastalığa sahip bireyler; idrar yaparken, büyük tuvalet sırasında ve hatta cinsel ilişki esnasında şiddetli ağrılar yaşayabiliyor.

Ancak araştırmalar, endometriozis tanısının konulmasının, hastalığın ilk belirtilerinden itibaren ortalama 7 ila 10 yıl sürdüğünü gösteriyor.

Bu da kadınların, uzun yıllar boyunca hasta olduklarının farkında olmadan, herhangi bir tedavi almadan ciddi ağrılar çektiğini ortaya koyuyor.

Hastaların yüzde 30 ila yüzde 50’sinde infertilite, yani kısırlık problemi de görülebildiğini aktaran Prof. Dr. Ahmet Kale, “Dünya da bu hastalığı yeni yeni tanıyor ama artık Türkiye’de özellikle jinekologlar bu hastalığın farkında” diyor.

Erken tanı hayat kalitesini artırıyor

Uzmanlar, tedavinin hastanın şikayetlerine göre şekillendiğini söylüyor.

Eğer hasta, şiddetli ağrı çekiyorsa ve bu ağrının endometriozisten kaynaklandığı tanısı varsa, yapılacak ilk iş hormon tedavisi.

Endometriozisin östrojen hormonu altında gelişen ve ilerleyen bir hastalık olduğunu aktaran Prof. Dr. Ahmet Kale, hormon tedavisini şu sözlerle açıklıyor:

“Doğum kontrol hapı veya progestin gibi hormonal ilaçlar vererek östrojen seviyesini azaltmayı ve hastanın ağrı semptomlarını azaltmayı hedefliyoruz. Ama hormonal tedavi sadece baskılayıcı bir tedavi, ağrıları tamamen geçirmez.”

Eğer hormonal ve başka medikal tedaviler sonuç vermiyor ve hastanın şikayetleri aynen devam ediyorsa, o zaman başvurulacak yöntem cerrahi operasyon.

Uzmanların kistleri tutundukları bölgelerden temizlemek olarak tarif ettikleri bu tedavi yönteminde amaç, ağrının şiddetini azaltmak ve hayat kalitesini artırmak.

Endometriozisin kronik bir hastalık olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Kale, cerrahi operasyonun da kalıcı bir çözüm olmadığını söylüyor:

“Endometriozis, cerrahi müdahaleden sonra iki yıl içinde yüzde 20, beş yıl içinde yüzde 50 oranında tekrarlayabilir. Hasta, kronik bir durumla karşı karşıya olduğunu ve sürekli takip ve tedavi altında olması gerektiğini bilmeli.”

Her ne kadar hastalığın kökenleri ve tedavi yöntemleri hala araştırılsa da kesin olan regl ağrısının kader olmadığı.

Uzmanlar, bu gibi durumlarda doktora başvurmak gerektiğini ve erken tanı ile kadınların hayat kalitelerinin artırılabileceğini söylüyor.

Related Posts

Uzmanlar sıcak havalarda serinlemek için tercih edilmesi gereken içecekleri açıkladı

Sıcak havalarda serinlemek için tercih edilen soğuk kahve, bubble tea, milkshake ve limonata gibi içecekler, içerdikleri yüksek şeker nedeniyle enerji alımının artmasına yol açabiliyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Pınar Ece Karakaş, sıcak havalarda yeterli miktarda su tüketimine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak içecek seçerken besin etiketinin okunmasını ve tercih yaparken içeriğe dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Soğuk kahve tüketilirken şeker ve şurup içermeyenlerin tercih edilmesini öneren Karakaş, “Ayran, sade kefir, sade maden suları, şekersiz ev yapımı limonatalar tercih edilebilecek sağlıklı alternatiflerdendir” dedi.

Kemik sağlığında sessiz üçlü: Kalsiyum, D Vitamini, K2

Süt içmek yetmez. Kalsiyum, D vitamini ve K2 vitamini birlikte çalışmadan kemikler güçlenemez. Eksik ya da fazla dozlar ters etki yaratabilir. Yalnızca kalsiyum alıp D vitamini eksik bırakılırsa, kemik yerine damarlara kireç oturur. K2 vitamini olmadan bu kireçlenme hızlanabilir.

Prof. Dr. Güzel: Yaz tatilinde çocuk sağlığına dikkat edin

Prof. Dr. Güzel: Yaz tatilinde çocuk sağlığına dikkat edin

Bel ve sırt ağrınızın altında yatan gizli tehlike

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özcan Kaya, 40 dereceyi geçen skolyoz vakalarının yalnızca estetik değil, aynı zamanda solunum fonksiyonları ve iç organ sağlığı açısından da ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı. Erken teşhis ve gerektiğinde cerrahi müdahale, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabiliyor.

Alışkanlıklar böbrek taşına davetiye çıkarıyor

Medipol Sağlık Grubu’ndan Acıbadem Bölge Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Gökhan Atış, böbrek taşı hastalığına karşı koruyucu önlemlerin çok önemli olduğunu belirterek, yaşam tarzı değişiklikleri, dengeli beslenme, aktif yaşam ve ideal kilo aralığında kalmanın böbrek sağlığını korumada etkili olduğunu bildirdi.

Bir seans bile risk taşıyor: “Solaryum deri kanseri riskini artırıyor!”

Bir seans bile risk taşıyor: “Solaryum deri kanseri riskini artırıyor!”